SON DAKİKA
REKLAM

HÜDA-PAR GİK ÜYESİ TANRIKULU: TÜRKİYE’DE CİDDİ KOZLAR VAR

kategorisinde, 14 Nis 2025 - 14:42 tarihinde yayınlandı
HÜDA-PAR GİK ÜYESİ TANRIKULU: TÜRKİYE’DE CİDDİ KOZLAR VAR

HÜDA-PAR GİK Üyesi ve Medya Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu, Gazze’de gerçekleştirilen katliama karşı daha ciddi adımlar atılmasını isteyerek, Türkiye’nin elinde ciddi kozlar olduğunu belirtti. HÜDA PAR GİK (Genel İdare Kurulu) Üyesi ve Medya Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu, Denizli Gazeteciler Cemiyetinde  gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Parti olarak ilk günden beri devamlı halkın içinde olduklarını, yani seçim endeksli bir çalışma değil seçim dışında da halkın sorunlarını, sıkıntılarını yerinde görmek, tespit etmek ve buna yönelik çözüm bulmak için çareler aradıklarını, ziyaretler gerçekleştirdiklerini ifade eden Tanrıkulu, vatandaşlarla muhatap olup onları dinlediklerini, çözebilecekleri varsa yardımcı olduklarını, kurumlar nezdinde girişimlerde bulunduklarını belirtti.

Devamlı halkın içinde olmaları hasebiyle hem siyasi açıdan hem ekonomik açıdan hem diğer sorunları birebir muhataplarından dinlediklerini vurgulayan Tanrıkulu, “Çünkü bize göre bugün hem iktidar olsun hem muhalefet olsun yani halkın genel anlamda içinde olmadıkları için, birebir görüşmediklerinden dolayı belki birçok sorunlarından da bihaberdirler. Ama bizler bir muhalefet partisi olarak evet belki 4 milletvekilimiz var ama yapmış olduğumuz açıklamalar ses getiriyor ve birçok sorunların da çözülmesine biz yardımcı olduk bugüne kadar. Çünkü biz istiyoruz ki bu ülkede sorunlar diyalogla çözülsün. Beş yılda bir seçim yapılıyor, seçim sonuçlarına herkesin saygı göstermesi gerekiyor. Yeri zamanı geldiği zaman tekrar sandıklar bırakılır, dolayısıyla halkın iradesine saygı göstermek gerekiyor. Yani nasıl ki eskiden bir darbe yapıldığı zaman halkın iradesi gasp ediliyordu, biz buna karşı geliyorduk. Bugün de yani sabırlı olmak lazım, dolayısıyla muhalefet partileri bu süreç içerisinde aslında halkın içerisinde olmalı, halkın sorunlarını çözecek adımlar atmalı, yardımcı olmalı, hatta iktidarı yönlendirebilmeli. Bize göre bizim muhalefet anlayışımız böyle ama maalesef Türkiye’de kutuplaşma, ötekileştirme olduğu için bu yapılmıyor ve halk zarar görüyor, 86 milyon zarar görüyor.” dedi.

GAZZE’DEKİ KATLİAM

Türkiye’nin içeride ve dışarıda birçok sorunu olduğunu belirten Tanrıkulu, “Ulusal arası sorunların başında da Gazz’de işlenen ve devam eden soykırım var. Biz HÜDAPAR olarak ilk günden beri söyledik, bizim için Gazze meselesi her zaman gündemin birinci maddesi. Şimdi bizim hem İslami açıdan, din açısından kardeşlerimiz onlar. İkincisi gönül bağımızın olduğu bir coğrafyası orası, yani 1 asır önce bizim topraklarımızdı orası. Üçüncü olarak da insan olarak, insan hakları olarak oraya bakış açımızdan oraya sahip çıkmamız gerektiğini biz görüyoruz. Çünkü bütün bu değerleri uluslararası hukuku, uluslar arası normları ayaklar altına alan, çiğneyen bir zihniyet var yani siyonist terör rejimi var. Yani gerçekten dünyanın gözleri önünde katliamlar yapıyor, çocuklar öldürülüyor, kadınlar öldürülüyor, yani artık barınacak ev kalmadığı gibi çadırlar bombalanıyor. Maalesef bunu durdurabilecek bir güç yok şu anda. Evet Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netenyahu ve birkaç kişi hakkında yakalama emri çıkardı ama bazı ülkeler mesela Macaristan’a gitti Netenyahu, onun hakkında imza atmasına, taraf olmasına rağmen uygulanmadı. Şimdi eğer birisi hakkında açık bir şekilde hukuk uygulanmayacaksa, uluslararası bir hukuk, o zaman 8 milyar insanın uluslararası kuruma güveni zedelenecek. Kim kime güvenecek, o zaman burada dünyada bir orman kanunları mı var, her güçlü olan her istediğini mi yapacak, olmamalı. Dolayısıyla burada dini inançlarımızı bir tarafa bırakarak insan olarak mazlumlara, ezilmiş insanlara, zulüm gören insanlara, hukuksuzlukla baş başa kalan insanlara bizim sahip çıkmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’NİN ELİNDE CİDDİ KOZLAR VAR

Gazze’ye ve Filistin’e sahip çıkma çağrısı yapan Tanrıkulu, “Hükümete de birçok kez çağrıda bulunduk biz. Mesela ticaretle ilgili birçok eleştiriler yapılmıştı geçmiş aylarda, hükümet hep inkar etti, dedi ki ‘biz ticaret yapmıyoruz falan filan’ ama çok ciddi bir kamuoyu oluşunca hükümet dedi ki ‘ben ticareti kestim.’ Şu anda mesela Azerbaycan yakıt gönderiyor İsrail’e Türkiye toprakları üzerinden.  Azerbaycan da bir İslam ülkesi, dolayısıyla yani orada bu kadar katliamlar varken ve belki işte o uçakların yakıtları Azerbaycan’dan Türkiye üzerinden gitmesi de yani insani olarak bizi üzmekte vicdani olarak rahatsızız biz, Türkiye olarak rahatsızız. Yani hükümet Azerbaycan’a baskı uygulayabilir veya ne bileyim işte bunu durdurarak oradaki katliamları durdurabilir. Yani Türkiye’nin elinde ciddi kozlar var. Biz istiyoruz ki Türkiye artık bu katliamı durdurabilecek ciddi adımlar atsın ve atabilme yeteneği de var. Bu vesileyle bir kez daha hükümete çağrıda bulunmak istiyoruz, lütfen elinizdeki bu imkanları kullanın, bu katliamları durduralım yani ortak olmayalım dolaylı da olsa bu katliamlara ortak olmayalım” diye konuştu.

İç siyasete ilişkin düşüncelerini paylaşan Tanrıkulu,”İşte muhalefet ve iktidar arasında özellikle İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte ciddi bir rekabet oluştu, sokak eylemleri başladı ve bunun en büyük yansıması da ekonomiye oldu. Yani Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 30 milyar dolardan fazla bi rezerv kaybetti, bu ciddi bir rakam. Sonuç itibariyle burada yine zarar gören halk, yani 86 milyon. Zaten emekliler büyük bir sıkıntı içerisinde, yani 16 milyona yakın emekli var. Yine asgari ücretle çalışan kardeşlerimiz ciddi bir sıkıntı içerisinde, bugünkü şartlarda bir kira 15 – 20 bin lira olmuş. Büyük bir ekonomik sıkıntı var. Şimdi bunlar görüldüğü halde kalkıp ekonomiye daha fazla yük getirecek adımların atılması bizce doğru değil. Dolayısıyla iktidar ve muhalefeti de bu konuda daha duyarlı olmaya yani kendi aralarındaki çekişme ve rekabetin halka olumsuz yansımasının önüne geçmelerini biz istiyoruz. Bir iktidar mücadelesinden dolayı 86 milyonun zarar görmemesi lazım.” dedi.

KAPİTALİZM ZİHNİYETİ

Paris İklim Anlaşmasına çekincelerinin olduğunun altını çizen Tanrıkulu, “Bununla ilgili yasa tasarısı Meclis’e geldi sonra ertelendi. Yani fark başka bir zamana bırakıldı, geri çekildi daha doğrusu. Yani uluslar arası getirilen yasaların gerçekten yani işin uzmanları tarafından iyi incelenip iyi analiz yapıldıktan sonra gerçekten halka devletimize milletimize faydası varsa imza atılması gerektiğine biz inanıyoruz.” dedi. Avrupa’nın son 20-30 yıl içerisinde alternatif olarak yenilenebilir enerji imkanlarını geliştirdiğini ve çok ciddi bir alt yapı oluşturduğunu belirten Tanrıkulu, “Dolayısıyla ellerindeki bu malı da satmak da istiyorlar açıkçası. Kime satacaklar? Avrupa dışında kalan Türkiye gibi ülkelere satacaklar, bir kısmını hibe verecekler 3-5 yıl, ondan sonra 10 liralık malı 100 liraya satacaklar, yani bu kapitalizmin zihniyeti böyle. Fakat buna alternatif olarak Türkiye kendi sanayisini, tarımını göz önünde bulundurarak adım atması lazım.” ifadelerine yer verdi.

Yürürlükten kaldırılan İstanbul sözleşmesini örnek veren Tanrıkulu, milletvekillerinin önlerine geleni okumayıp imza attıklarını, sonucuna bakmadıklarını ama daha sonra yaptıklarının yanlış olduğunu anladıklarını savundu.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
Yorum Yaz